Islamiyet Mutluforum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Uy Peygamber Sünnetine,Sasirma Yolunu..
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Az da Olsa Sadaka Ver

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SümeyRa
Admin
Admin
SümeyRa


Zodyak : Başak Mesaj Sayısı : 203
Doğum tarihi : 25/08/82
Kayıt tarihi : 17/04/09
Yaş : 41
Nerden : Almanya
İş/Hobiler : Forum/paylasim
Lakap : duygum

Az da Olsa Sadaka Ver Empty
MesajKonu: Az da Olsa Sadaka Ver   Az da Olsa Sadaka Ver I_icon_minitimeC.tesi 18 Nis. 2009, 22:36

Az da Olsa Sadaka Ver




Allah Teâlâ buyuruyor:
"Âllahın kendi fazlından ihsan buyurduğu emvalde cimrilik edenler, düşkünlere muâvenetten kaçan bahiller, kendileri için hayır zannetmesinler Belki o buhl onlar için şerdir Zirâ lâyık olan mahallere sarf etmekten esirgediği malı başına belâ olacaktır Yarın mahşerde kıyamet gününde malları lâle (toka) olarak boyunlarına takılır Halbuki göklerin ve yerin mirâsı, Cenâb-ı Allah'ındır Ve Allah Teâlâ sizin amellerinizi bilir" (Al-i İmrân: 180)


Keza:
"Kim cimrilik ederse ancak kendi nefsine cimrilik etmiş olur"(Muhammed sûresi: 38) buyurulmuştur
Esmâ bint-i Ebi Bekir -radıyallahu anhâ'dan Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu dediği rivâyet edilmiştir:
"Ey Esmâ! Kesenin ağzını boğma! Allah da sana nasîbini imsâk eder"Bir rivâyette: Malını sayıp zabtetme Allah da sana ni'metlerini sayıp esirger Bir rivâyette Sakın çömlekde para saklama Sonra Allah da sana senden imsak eder Ey Esmâ gücün yettiği kadar az olsa da sadaka ver, buyurmuştur Zirâ saklamak tûl-i emel ve buhl alâmetidir



Ebû Hüreyre -radıyallahu anh'dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
Bahil ile infak eden cömerdin örneği şu iki kimsenin misali gibidir ki, bunların arkalarında göğüslerinden köprücük kemiklerine kadar vücudunu kaplayan demirden cübbeler vardır


Bunlardan münfik, cömerd olan sadaka verir vermez o demir zırh o kimsenin bedeni üzerinde genişler Aşağı doğru uzar Vücudunu tamamiyle kaplar Hatta ayaklarının parmaklarını örter Hatta zırhın (zeyli) ucları yerde sürünüp sadaka veren kimsenin ayak izlerini örter


Bahile gelince: O hiç sadaka vermek istemez Derhal o zırhın bütün halkaları vücudunun her tarafını şiddetle sıkar Bahil de bu sıkan zırhı genişletmeğe çalışır, fakat muktedir olamaz
Bu hadis-i şerifle; sahî ve bahilin rûhi halleri beliğ bir misal ile tasvir buyurulmuştur


Sahî olan kimse, sıkıntı içinde olan bir fakirin ihtiyacına, yardımına koşmakla gönlünde bir inşirah, kalbinde bir ferah, bir inbisat husule gelir ki bu inbisat vücudunun her tarafını istilâ eder


Bahil olan kimse, düşkün fakirlere karşı katı yürek ve merhametsizliğine binaen yardımda bulunamadığından kalbinde bir ıztırab ve bir sıkıntı hisseder Kalbinin bu üzüntüsü de başından ayağa kadar cismini istilâ eder Bir fakire muavenet edip de gönlünü azab ve ıztırabdan kurtarmağa muvaffak olamaz


Ebû Mes'ud el-Ensarî -radıyallahu anh- demiştir ki: Sadaka yani, "zenginlerin malından sadaka al!" (Tevbe sûresi 103) âyeti nâzil olup da Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem bize sadaka ile emrettiği sıralarda sadaka vermeye kudreti olmayan her hangi birimiz çarşıya gider arkasında ücretle yük çekerek -yani hammallık ederek- iki avuç hurma kazanır ve kazancından sadaka verirdi Bugün ise bunlardan bazılarının yüzbinlerle serveti vardır


Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ashabını sadaka ve zekât vermeğe teşvik buyurunca Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh- mâlik olduğu sekizbin dirhem servetinin yarısını, dörtbin dirhemini tasadduk etmiştir Ve: "Ya Resûlallah! Servetimin nısfını işte getirip Cenâb-ı Hakk'a ikraz ediyorum O bir yarısını bir âileme koydum" demiştir


Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de duâ buyurup: "Verdiğin ile alıkoyduğun malına Allah Teâlâ bereket versin" demiştir Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu duası hürmetine Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh-'ın malında geniş bir feyiz ve bereket hâsıl olmuştur İrtihalinde büyük bir servet âilesine kalmıştır


Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den şöyle rivâyet olunmuştur:
Bir kere Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- huzuruna bir kimse (Ebû Zer) geldi "Ya Resûlallah! Ecir ve sevab cihetiyle hangi sadaka büyüktür?" diye sordu Buyurdular ki:


"Sevabı büyük sadaka! Senin sahih, son derece bahil olduğun halde fakrdan korkar ve zenginlikden hoşlanır bulunduğun halde, verdiğin sadakadır Can boğaza gelip de bu malım filân içindir, şu malım filân içindir deyene kadar, o zamana gelinceye kadar bekleyip de sadakanı te'hir etme! Zirâ malının sülüsünden fazlası versenindir Ancak malının sülüsünden vasıyeti mû'teberdir
"Zekâtınızı vermekle malınızı muhafaza, fukaraya tasadduk ile hastalarınızı tedavi dua ve tazarrû' ile belâ ve musîbeti redd ediniz"
(Mahmud Sâmi Ramazanoğlu) (Musâhabe - 3 s 126 - 129)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SümeyRa
Admin
Admin
SümeyRa


Zodyak : Başak Mesaj Sayısı : 203
Doğum tarihi : 25/08/82
Kayıt tarihi : 17/04/09
Yaş : 41
Nerden : Almanya
İş/Hobiler : Forum/paylasim
Lakap : duygum

Az da Olsa Sadaka Ver Empty
MesajKonu: Geri: Az da Olsa Sadaka Ver   Az da Olsa Sadaka Ver I_icon_minitimeC.tesi 18 Nis. 2009, 22:37

Az da Olsa Sadaka Ver



Allah Teâlâ buyuruyor:
"Âllahın kendi fazlından ihsan buyurduğu emvalde cimrilik edenler, düşkünlere muâvenetten kaçan bahiller, kendileri için hayır zannetmesinler Belki o buhl onlar için şerdir Zirâ lâyık olan mahallere sarf etmekten esirgediği malı başına belâ olacaktır Yarın mahşerde kıyamet gününde malları lâle (toka) olarak boyunlarına takılır Halbuki göklerin ve yerin mirâsı, Cenâb-ı Allah'ındır Ve Allah Teâlâ sizin amellerinizi bilir" (Al-i İmrân: 180)
Keza:
"Kim cimrilik ederse ancak kendi nefsine cimrilik etmiş olur"(Muhammed sûresi: 38) buyurulmuştur
Esmâ bint-i Ebi Bekir -radıyallahu anhâ'dan Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu dediği rivâyet edilmiştir:
"Ey Esmâ! Kesenin ağzını boğma! Allah da sana nasîbini imsâk eder"Bir rivâyette: Malını sayıp zabtetme Allah da sana ni'metlerini sayıp esirger Bir rivâyette Sakın çömlekde para saklama Sonra Allah da sana senden imsak eder Ey Esmâ gücün yettiği kadar az olsa da sadaka ver, buyurmuştur Zirâ saklamak tûl-i emel ve buhl alâmetidir
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh'dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
Bahil ile infak eden cömerdin örneği şu iki kimsenin misali gibidir ki, bunların arkalarında göğüslerinden köprücük kemiklerine kadar vücudunu kaplayan demirden cübbeler vardır
Bunlardan münfik, cömerd olan sadaka verir vermez o demir zırh o kimsenin bedeni üzerinde genişler Aşağı doğru uzar Vücudunu tamamiyle kaplar Hatta ayaklarının parmaklarını örter Hatta zırhın (zeyli) ucları yerde sürünüp sadaka veren kimsenin ayak izlerini örter
Bahile gelince: O hiç sadaka vermek istemez Derhal o zırhın bütün halkaları vücudunun her tarafını şiddetle sıkar Bahil de bu sıkan zırhı genişletmeğe çalışır, fakat muktedir olamaz
Bu hadis-i şerifle; sahî ve bahilin rûhi halleri beliğ bir misal ile tasvir buyurulmuştur
Sahî olan kimse, sıkıntı içinde olan bir fakirin ihtiyacına, yardımına koşmakla gönlünde bir inşirah, kalbinde bir ferah, bir inbisat husule gelir ki bu inbisat vücudunun her tarafını istilâ eder
Bahil olan kimse, düşkün fakirlere karşı katı yürek ve merhametsizliğine binaen yardımda bulunamadığından kalbinde bir ıztırab ve bir sıkıntı hisseder Kalbinin bu üzüntüsü de başından ayağa kadar cismini istilâ eder Bir fakire muavenet edip de gönlünü azab ve ıztırabdan kurtarmağa muvaffak olamaz
Ebû Mes'ud el-Ensarî -radıyallahu anh- demiştir ki: Sadaka yani, "zenginlerin malından sadaka al!" (Tevbe sûresi 103) âyeti nâzil olup da Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem bize sadaka ile emrettiği sıralarda sadaka vermeye kudreti olmayan her hangi birimiz çarşıya gider arkasında ücretle yük çekerek -yani hammallık ederek- iki avuç hurma kazanır ve kazancından sadaka verirdi Bugün ise bunlardan bazılarının yüzbinlerle serveti vardır
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ashabını sadaka ve zekât vermeğe teşvik buyurunca Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh- mâlik olduğu sekizbin dirhem servetinin yarısını, dörtbin dirhemini tasadduk etmiştir Ve: "Ya Resûlallah! Servetimin nısfını işte getirip Cenâb-ı Hakk'a ikraz ediyorum O bir yarısını bir âileme koydum" demiştir
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de duâ buyurup: "Verdiğin ile alıkoyduğun malına Allah Teâlâ bereket versin" demiştir Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu duası hürmetine Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh-'ın malında geniş bir feyiz ve bereket hâsıl olmuştur İrtihalinde büyük bir servet âilesine kalmıştır
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den şöyle rivâyet olunmuştur:
Bir kere Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- huzuruna bir kimse (Ebû Zer) geldi "Ya Resûlallah! Ecir ve sevab cihetiyle hangi sadaka büyüktür?" diye sordu Buyurdular ki:
"Sevabı büyük sadaka! Senin sahih, son derece bahil olduğun halde fakrdan korkar ve zenginlikden hoşlanır bulunduğun halde, verdiğin sadakadır Can boğaza gelip de bu malım filân içindir, şu malım filân içindir deyene kadar, o zamana gelinceye kadar bekleyip de sadakanı te'hir etme! Zirâ malının sülüsünden fazlası versenindir Ancak malının sülüsünden vasıyeti mû'teberdir
"Zekâtınızı vermekle malınızı muhafaza, fukaraya tasadduk ile hastalarınızı tedavi dua ve tazarrû' ile belâ ve musîbeti redd ediniz"
(Mahmud Sâmi Ramazanoğlu) (Musâhabe - 3 s 126 - 129)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SümeyRa
Admin
Admin
SümeyRa


Zodyak : Başak Mesaj Sayısı : 203
Doğum tarihi : 25/08/82
Kayıt tarihi : 17/04/09
Yaş : 41
Nerden : Almanya
İş/Hobiler : Forum/paylasim
Lakap : duygum

Az da Olsa Sadaka Ver Empty
MesajKonu: Geri: Az da Olsa Sadaka Ver   Az da Olsa Sadaka Ver I_icon_minitimeC.tesi 18 Nis. 2009, 22:37

3224 - Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Temiz şeylerinden kim ne tasadduk ederse -ki Allah sadece temizi kabul eder- Rahman onu sağ eliyle alır -ki O'nun her iki eli de sağdır- bu sadaka bir tek hurma bile olsa, O, Rahman'ın avucunda dağdan daha iri oluncaya kadar büyür, tıpkı sizin bir tayı veya bir boduğu büyütmeniz gibi (O da sadakanızı büyütür)"
Buhari, Zekat 8; Müslim, Zekat 63, (1014); Muvatta, Sadakat 1, (2, 995); Tirmizi, Zekat 28, (661); Nesai, Zekat 48, (5, 57); İbnu Mace, 28, (1842)
3225 - Yine Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bir adam boş bir arazide giderken bulut içinden gelen bir ses işitti: "Falancanın bahçesini sula!" diyordu O bulut uzaklaşarak suyunu bir ketire (kayalığa) boşalttı Derken oradaki sel yollarından biri bu suların tamamını akıtmaya başladı Adam da suyun istikametini takiben yürüdü Bir müddet sonra, suyu bahçesine çevirmek üzere elinde bir kürek, çalışan bir adam gördü Ona:
"Ey Allah'ın kulu ismin ne?" diye sordu
"Falan!" dedi Bu isim, adamın buluttan işittiği isimdi Bu sefer o sordu:
"Ey Allah'ın kulu, peki sen benim adımı niye sordun?"
"Ben sana şu suyu getiren buluttan bir ses işitmiştim, senin ismini söyleyerek "Falanın bahçesini sula!" diyordu Sen bahçede ne yapıyorsun?"
"Madem ki sordun söyleyeyim Ben bu bahçeden çıkan mahsule nezaret ederim Ondan çıkan mahsulün üçte birini tasadduk ederim Üçte birini ben ve ailem yeriz, üçte birini de bahçeye iade ederim" dedi"
Müslim, Zühd 45, (2984)
3226 - Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Bir dirhem, yüzbin dirhemi geçmiştir"
"Bu nasıl olur, ey Allah'ın Resulü?" diye sordular Şu cevabı verdi
"Bir adamın iki dirhemi vardı Bunlardan daha iyisini tasadduk etti Diğeri ise, malının yanına varıp, malından yüzbin dirhem çıkardı ve onu tasadduk etti"
Nesai, Zekat 49, (5, 59)
3227 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma'nın anlattığına göre, kendisine bir dilenci gelmiş o da dilenciye sormuştur:
"Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın O'nun elçisi olduğuna şehadet ediyor musun?" Adam, "Evet!" deyince tekrar sormuştur: "Oruç tutuyor musun?" Adam tekrar "Evet!" demiştir Bunun üzerine İbnu Abbas:
"Sen istedin İsteyenin bir hakkı vardır Bizim de isteyene vermek, üzerimize vazifedir" der ve ona bir elbise verir Sonra ilaveten der ki:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı işittim şöyle demişti: "Bir müslümana elbise giydiren her müslüman mutlaka Allah'ın hıfzı altındadır, ta o giydirdiğinden bir parça onun üzerinde bulundukça"
Tirmizi, Kıyamet 42, (2485)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Az da Olsa Sadaka Ver
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Islamiyet Mutluforum :: islamda zekat :: İslamda Sadaka ve İnfak-
Buraya geçin: